Evcil Hayvanlarda İdrar Yolu Enfeksiyonları
Ailelerimize evcil hayvan getirmek bize arkadaşlık, şefkat ve sevgi sağlar, ancak bu ilişki aynı zamanda birlikte yaşama kuralları da gerektirir. Tüm köpeklerin ve kedilerin insanlarla yaşarken anlamaları gereken ilk kural, “işlerini yapmalarına” izin verilen yerlerdir. Bunu yanlış anladıklarında, hayat çok çabuk herkes için tatsız hale gelir! Ancak, uygunsuz idrara çıkmanın evcil hayvanınızın daha fazla eğitime ihtiyaç duyduğunun bir işareti olmadığı, ancak evcil hayvanınızın hasta olduğunun bir belirtisi olduğu durumlar olabilir.
İdrar Yolu Biyolojisi
Üriner sistem böbrekler, üreterler, mesane ve üretradan oluşur. Böbrekler, bir hayvanın bel omurlarının her iki yanında bulunan bir çift küçük organdır. Yaşam için gerekli olan tüm normal metabolik süreçler, vücudun besinleri metabolize ederek, besinleri kullanarak ve hücreleri parçalayarak sürekli aktif olmasını sağlar. Bu reaksiyonlar yan ürünlerle sonuçlanır. Bazı yan ürünler vücuttaki diğer kullanımlara yeniden emilirken, diğerleri sadece israftır ve çıkarılması gerekir. Atıkların giderilmesi için en önemli yol üriner sistemdir. Böbrekler kanı filtreler, böylece yararlı maddeler kullanılabilecekleri vücuda geri döner ve atık maddeler idrar olarak atılır. Böbrekler ayrıca fazla suyu atarak sağlıklı bir sıvı dengesi sağlar, dengesiz iyonları elimine ederek pH’ı düzenler, ve hatta hormon üreterek kırmızı kan hücresi üretimini destekler. Tüm bu materyaller böbrekler tarafından kan dolaşımından süzüldükten sonra, üreterlerden (tüplerden) mesaneye doğru hareket ederler. Mesane, hayvan idrara çıkmaya hazır olana kadar tüm bu atık ürünleri tutar. Kedi veya köpek idrarını yaptığında, idrar mesaneden salınır ve atıldığı üretradan aşağı doğru hareket eder.
İdrar yolu enfeksiyonları (İYE), bakteriler ortaya çıktığında ve üretradan yukarı çıktıklarında ortaya çıkar. En yaygın İYE türü “alt” idrar yolu enfeksiyonu olarak adlandırılır çünkü bakteri ve iltihap sadece üretra ile sınırlıdır. Daha düşük İYE’ler, kedilerin veterinere getirilmesinin 1 numaralı nedenidir. Ancak enfeksiyon mesaneye, üreterlere ve hatta böbreklere kadar yayılabilir. Enfeksiyon ne kadar ileri giderse, o kadar ciddidir.
İdrar Yolu Enfeksiyonlarının Belirtileri
- Artmış idrara çıkma
- Evin etrafında “kazalar”
- İdrar yaparken süzülme veya ağlama
- İdrarda kan
- İdrar koyu veya bulanık
- İdrar deliğinin etrafında aşırı yalama
- Ciddi vakalar ateş, karın ağrısı veya uyuşukluk ile karşımıza çıkabilir.
İdrar Yolu Enfeksiyonlarına ne sebep olur?
Normal köpek ve kedi idrarı hafif nötrün asidik tarafı ve yaklaşık 6.0 ila 7.0 arasında bir pH’a sahip olmalıdır. İdrarın pH’ı çok yükseldiğinde veya çok düştüğünde kristaller oluşur. Örneğin, pH çok yüksek olduğunda (alkali) strüvit kristalleri oluşabilir, bu da köpeklerde ve kedilerde en yaygın türdür. İdrarda bulunan diğer kalıntılar, mineralleri ve proteinleri içerir. Çok fazla döküntü olduğunda ürolit adı verilen taşlar oluşturabilir. Kristaller ve ürolitler idrar yolunu tahriş ederek bakteriyel enfeksiyona yatkın hale getirir. Daha büyük ürolitler idrara çıkmayı zorlaştırabilir veya üretrayı tıkayarak ameliyat gerektirebilir. Araştırmacılar, kristallerin ve taşların tam olarak nasıl ve neden oluştuğuna dair hala sağlam bir anlayışa sahip değiller, ancak bunların diyet, hastalık, bağırsak emilimi, ilaçlar, endokrin anormallikleri ve su alımı gibi bir dizi faktörden etkilenebileceğine inanıyorlar. Bir evcil hayvanın rutininde veya ortamında yapılan değişikliklerden kaynaklanan stres, İYE’lere yatkın evcil hayvanlar için başka bir yaygın tetikleyicidir. İYE’ler, tipik olarak, tekrar olmalarını önlemek için uzun vadeli tedavi gerektiren kronik bir rahatsızlıktır. Özellikle kediler kronik idrar yolu enfeksiyonlarından muzdarip olabilir çünkü ürolitleri büyük taşlar yerine kum taneleri şeklinde oluşur ve bu da onları özellikle idrar yolunun iç yüzeyini tahriş eder. Kediler ayrıca, tekrarlayan İYE sorunlarına yol açan iltihaplanmaya yatkın oldukları bir durum geliştirebilirler. Bu da onları özellikle idrar yolunun iç yüzeyini tahriş eder. Kediler ayrıca, tekrarlayan İYE sorunlarına yol açan iltihaplanmaya yatkın oldukları bir durum geliştirebilirler. Bu da onları özellikle idrar yolunun iç yüzeyini tahriş eder. Kediler ayrıca, tekrarlayan İYE sorunlarına yol açan iltihaplanmaya yatkın oldukları bir durum geliştirebilirler.
Evcil hayvanımda bir İYE varsa ne yapmalıyım?
Evcil hayvanınızın idrar yapmakta çok zorlandığını ve sıkıntı içinde göründüğünü görürseniz, derhal veterineri aramanız gerekir, çünkü bunlar engellenebilir. Tıkalı bir üretra aşırı derecede ağrılıdır ve hayatı tehdit edicidir, bu nedenle acil olarak tedavi edilmelidir. Daha az ciddi vakalar, hayvanınız görülür görülmez veterinere gitmeyi gerektirir. Veterineriniz idrar üzerinde bir dizi laboratuvar testi yapmak isteyecektir, böylece sizden temiz bir idrar örneği getirmenizi isteyebilir, ancak bu her zaman mümkün değildir. İdrar, aynı zamanda, veterinerin, kontamine olmayan bir numune toplamak için bir iğne ve şırınga kullanarak mesaneden idrar çektiği sistoentez yoluyla da toplanabilir. (Sistoentez çok yaygın bir prosedürdür çünkü bir köpeğin veya kedinin bardağa işemesini sağlamak zordur!) Veteriner, enfeksiyonu tedavi etmek için genellikle antibiyotikler ve ağrı kesiciler reçete eder. Aşırı vakalar, taşların cerrahi olarak çıkarılmasını gerektirebilir veya tıkanıklıklar, taşların çözülebileceği üretranın arkasına doğru yıkanabilir. Belirtildiği gibi, idrar yolu enfeksiyonlarına yatkınlığı olan evcil hayvanlar, tekrarlayan enfeksiyonları önlemek için sürekli tetikte olmayı gerektirecektir. Ürolit oluşumunu azaltmak ve mevcut taş ve kristallerin çözülmesine yardımcı olmak için ticari veteriner diyetleri mevcuttur.
Üriner Destek Nutrasötikleri nasıl çalışır?
Üriner sağlıkla ilgili çok fazla değişken olduğundan, sorunu farklı açılardan ele almaya yardımcı olmak için birçok doğal takviye vardır.
D-Mannose
İdrar yolu enfeksiyonu olan insanlara genellikle kızılcık suyu içmeleri söylenir. Kızılcık suyu insanlar için lezzetli ve kullanışlı bir seçenektir, ancak evcil hayvanlarımız için iyi bir seçenek olamayacak kadar fazla şeker içerir. Kızılcık suyundaki idrar yolu enfeksiyonları ile savaşmaya yardımcı olan ana besin maddesi D-Mannose olarak adlandırılır. D-Mannose, kan şekerini veya pH’ı etkilemeyen metabolize olmayan bir şekerdir, bu nedenle şeker hastaları için güvenlidir. D-Mannose tüketildiğinde, mesaneden kötü bakterileri toplayabileceği idrarın bir parçası haline gelir. Bakteriler, idrar yolunun astarı yerine D-Mannose’a bağlanır ve güvenli bir şekilde elimine edilir. İdrar yolu enfeksiyonlarına neden olan en yaygın bakteri olan e coli üzerinde özellikle iyi çalışır.
Metiyonin
Metiyonin, ağır metalleri şelatlayarak ve amonyak oluşumunu düzenleyerek böbrek sağlığını desteklemeye yardımcı olan önemli bir amino asittir. Metabolize edildiğinde ortaya çıkan ürün, idrarı asitlendirmeye yardımcı olan sülfürik asittir. Özellikle pH’ın düşmesi gerektiğinde idrar pH’ını düzenlemeye yardımcı olmak için faydalıdır. Metiyonin kullanmadan önce veterinerinizle konuştuğunuzdan emin olun çünkü hayvanın idrar pH’ı zaten çok düşükse bu yararlı olmayacaktır.
N-Asetil Glukozamin
Glukozamin en çok eklemlerimizdeki kıkırdak gibi bağ dokusu için yapı taşları olan glikozaminoglikanların (GAG) kaynağı olarak kullanılır. Glukozaminin N-Asetil formu, özellikle idrar ve sindirim yollarını birbirine bağlayanlar gibi mukus zarlarını hedef alır. Vücuda ekstra N-Asetil-Glukozamin sağlamak, idrar yolunun iç yüzeyini sağlıklı ve güçlü tutmaya yardımcı olur, onu idrardaki tahriş edici kristallerden ve birikintilerden korur.
Probiyotikler
Enfeksiyon, kötü bakteriler halihazırda işlenmemiş bir idrar yolu kaplamasına girdiğinde ortaya çıkar. Evcil hayvanınıza sağlıklı bakteriler – probiyotikler – sağlamak, patojenik türlerin dışarıda kalmasına yardımcı olacaktır. Probiyotikler ayrıca, kötü bakterilerin büyümesini engelleyen kısa zincirli yağ asitleri üretir. Bir İYE için en yaygın tedavi antibiyotiktir. Antibiyotik kullanımı, sağlıklı bakteri popülasyonlarını ortadan kaldırır, bu nedenle sistemi dengede tutmak için sağlıklı suşları yeniden devreye sokmak harikadır.
Mısır püskülü
Mısır ipeği doğal bir idrar söktürücüdür, yani vücuttan su atılımını artırmaya yardımcı olur. Çok fazla sıvı içmek ve onları işemek, idrar sistemini bakteri, kristal ve kalıntılardan arındırmanın en iyi yoludur. Ağrı ve iltihabı hafifletmeye yardımcı olmak için yatıştırıcı polisakkaritler bakımından zengindir.
Hatmi Kökü
Bu bitkinin kökleri, mukus zarlarını kaplayarak hassas dokuyu koruyan yapışkan bir madde olan müsilaj açısından zengindir. İYE’ler çok ağrılıdır, bu nedenle eklenen müsilaj tahrişi ve iltihabı yatıştırır. Hatmi kökü, başlangıçta eski Mısırlılar tarafından tatlı bir muamele yapmak için kullanılıyordu, ancak tarif o zamandan beri, şekerleme kıvamını vermek için hatmi jelatin ile değiştirecek şekilde gelişti, böylece kızarttığınız hatmi türünde gerçek hatmi kökü veya bitki yoktur. kamp ateşi.
Metilsülfonilmetan (MSM)
MSM, ağrılı İYE’lerle uğraşırken yine çok yardımcı olan sağlıklı bir enflamatuar yanıtı destekler. Araştırmalar, MSM’nin artrit ile ilişkili ağrıyı hafifletme yeteneğini desteklemektedir ve mesane enfeksiyonlarına (diğer adıyla sistit) yardımcı olduğuna dair yeni kanıtlar ortaya çıkmaktadır.
İYE’leri önlemek için ipuçları
- Daha çekici hale getirmek için çok sayıda tatlı su kasesi veya bir çeşme sağlayın
- Islak / konserve yiyecekleri besleyin ve su alımını daha da artırmak için yiyeceğe su ekleyin
- Köpeğinizin düzenli lazımlık molaları aldığından emin olun, böylece idrarını tutmak zorunda kalmazlar.
- Kedilerin çöp kutusunu temiz tutun
- Evcil hayvanınızın arka ucunu temiz tutmasına ve uzun saçlarını yoldan çekmesine yardımcı olun
- Ürolit oluşturabilen mineral ve protein alımını azaltın
- Diyet ve takviyeler yoluyla gerektiği gibi pH’ı ayarlayın
- Sağlıklı bakteri büyümesini teşvik edin
- Evcil hayvanınızın diyetinde değişiklik yaparken daima veterinerinizle yakın çalışın.
Not: Alıntıdır. Orjinal ingilizce metne https://www.nasc.cc/pet-university/urinary-tract-infections-in-pets/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Belki bu ürünler dikkatinizi çekebilir. https://www.naturelvetshop.com/urun/struvit-ex-powder-dog-kopekler-icin, https://www.naturelvetshop.com/urun/struvit-ex-powder-cat-kediler-icin
Psyllium’un Evcil Hayvanlar İçin Faydaları.
Yazan Claudia Bensimoun Mart 30, 2020
Kediler ve Köpekler için Metamucil
Şimdiye kadar muhtemelen psyllium hakkında her şeyi duymuşsunuzdur, ancak hem köpekler hem de kediler için çok faydalı olabileceğini bilmiyor olabilirsiniz. Psyllium’u duymadıysanız, doğal bir lif takviyesidir ve insanlarda, evcil hayvanlarda ve atlarda çok sayıda sağlık durumu için faydalı olduğu gösterilen bir prebiyotiktir.
Bu yığın oluşturan müshil, toksinleri emmek ve hem evcil hayvanlarda hem de insanlarda kabızlığı, gazı ve ishali gidermek için kullanılır. Su ile karıştırıldığında şişer ve birbirine yapışarak atık ürünlerin ve toksinlerin kolayca yok edilmesini sağlar.
Psyllium, evcil hayvanlarda ishal tedavisinde çok etkili olduğu için, popüler bir doğal çare ve takviye haline geldi. Bir nutrasötik olarak, FAO tarafından sağlık için önerildiği üzere büyük miktarda doğal antioksidan ve kükürt açısından zengin temel amino asitler sunar.
Psyllium Araştırma
Frontiers in Plant Science tarafından 2016 yılında YAPILAN BİR ÇALIŞMA , “Psyllium, azaltma kapasitesi ve reaktif oksijen türleri (ROS) süpürme aktivitelerine sahip fenolikler ve flavonoidler içerir. Yapraklarda, tohumlarda ve kabuklarda sırasıyla yaklaşık% 76, 78, 58 çoklu doymamış,% 21, 15,% 20 doymuş ve% 3, 7, 22 tekli doymamış yağ asitleri bulundu. ”NCBI aracılığıyla“ Bu çalışma, pisilyumun ( P. ovata Forsk), besleyici antioksidanlar, flavonoidler, PUFA’lar, temel yağ asitleri (ω-3 ve ω-6 yağ asitleri), sülfürce zengin ve esansiyel amino asitler ve biyoaktiviteye sahip metabolitler içerir ve bu da onu kullanım için umut verici bir aday yapar. nutrasötik endüstride. Ek olarak, pisilyum yaprakları besin takviyesi olarak günlük yiyeceklerle birlikte yeşil salata olarak da kullanılabilir. “
Yakın zamanda YAPILAN BİR ARAŞTIRMA , “pisilyum kabuğu müsilajının bağırsak düzeninde aktiviteleri olduğunu, kabızlığı, ishali, irritabl bağırsak sendromunu önlediğini, yemek sonrası dönemde glikozu düşürdüğünü ve kolesterolü düşürdüğünü” ekliyor.
Ek bir ÇALIŞMA , psyllium’un hem terapötik hem de ilaç taşıyıcı bir ajan olduğunu ekliyor. “Psyllium’dan elde edilen diyet lifleri, işlenmiş gıdalarda hem farmakolojik takviyeler, hem de gıda bileşenleri olarak, kilo kontrolüne yardımcı olmak, diyabetik hastalar için glikoz kontrolünü düzenlemek ve hiperlipidemilerde serum lipid seviyelerini düşürmek için yaygın bir şekilde kullanıldı” NCBI aracılığıyla. Çalışma, psyllium polisakkaridinin farmakolojik önemini ve jel oluşturucu doğasını eklemeye devam ediyor ve aşağıdaki durumların tedavisi için faydalı olduğunu ekliyor:
- Kabızlık
- İshal
- Huzursuz bağırsak sendromu
- İltihaplı bağırsak hastalığı-ülseratif kolit
- Kolon kanseri
- Diyabet ve hiperkolesterolemi
Psyllium’un sıçanlarda nem ve SAFRA ASİDİ salgılanmasını artırdığı da gösterilmiştir . Evcil hayvanlarda ve insanlarda trigliserid ve kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Psyllium’un kronik irritabl bağırsak sendromuna (IBM) yardımcı olduğu da gösterilmiştir.
Nereden geliyor?
Psyllium, Plantago bitkisinden gelir. Bu çalı benzeri bitki, 15.000 kadar jel kaplı tohuma sahip olabilir. Her tohum bir kabukla kaplanmış pisilyum kabuğu şeklinde gelir. Tohum kaplaması hemiselüloz müsilaj adı verilen zengin bir madde içerir. Bu, bağırsakta şişerken suyun emilmesine yardımcı olur.
Bu ne işe yarıyor?
Psyllium’un mükemmel temizleme yeteneği vardır ve vücuttaki toksinleri ve atıkları nazikçe uzaklaştırmada faydalıdır. Evcil hayvanlarda ve insanlarda kabızlık ve ishale yardımcı olur. Psyllium’un evcil hayvanlarda ve insanlarda peristaltizmi ve bağırsak geçişini yavaşlattığı düşünülmektedir, çünkü tüm bağırsak içeriğinin çoğunu arttırmaktadır. Kısacası, psyllium şunları yapar:
- Dışkı boyutunu artırır
- Kabızlığı giderir
- İshali tedavi eder
- Kan şekeri seviyelerini düşürebilir
- Evcil hayvanlarda ve insanlarda bağırsak sağlığını iyileştirir
- T KİLO kaybına yardımcı olur
- Kolesterolü düşürebilir
Bu nasıl kullanılır?
Psyllium ve su etkileşime girdiğinde, pisilyum şişer ve atıkların ve toksinlerin bağırsaklardan taşınmasına yardımcı olur. Psyllium bağırsakta emilmez ve etki göstermesi 12 ila 72 saat sürer.
Kullanmanın En İyi Yolu .
1/4 ila 1 çay kaşığı karıştırın. psyllium tohumlarını bir bardak su ile karıştırın ve evcil hayvanınızın yemiyle karıştırın. Her zamanki gibi, en iyisi daha küçük dozlarla başlamak ve yavaşça yolunuza devam etmektir. Bu şekilde evcil hayvanınız için doğru dozu bulacaksınız.
Bununla birlikte, bir veteriner konsültasyonu her zaman en iyi sonucu verir, böylece psyllium’un evcil hayvanınızda kullanılacak doğru ek olduğundan emin olmak için evcil hayvanlarınızın sağlığını ve mevcut ilaçları tartışabilirsiniz.
Doğru dozu kullanmak önemlidir ve etkili ve güvenli bir dozaj için yaş, sağlık ve kilonun dikkate alınması gerekir. Evcil hayvan maması formülünde yeterli lif yoksa, tüm ticari evcil hayvan maması diyetlerinde kullanmak etkilidir.
Önlemler .
Psyllium reçetesiz satılan bir lif takviyesi olduğundan, en iyisi veterinerinize danıştıktan sonra kullanılır. Bunun nedeni, çok sayıda ilaçla etkileşime girmesi ve ayrıca böbrek hastalığı gibi belirli hastalıkları olan evcil hayvanlar için kontrendike olabilmesidir.
Psyllium, kullanılan ilacın etkin olmamasına neden olabilir. Bağırsak delikleri veya tıkanıklıkları olan köpeklerde de kullanılmamalıdır. Psyllium gaz oluşumuna neden olabilir. Psyllium ile birlikte bol miktarda su sağlanması gerekir ve bunun yanında yemek borusu tıkanması sorununa neden olabilir.
Konuyla ilgili https://www.naturelvetshop.com/urun/psyllium-plus-cat-dog veya https://www.naturelvetshop.com/urun/psyllium-husks-cat-dog ürünler dikkatinizi çekebilir.
Özet
Psyllium, önemli antioksidan ve antiinflamatuar özelliklere sahip FAYDALI bir DİYET TAKVİYESİ KAYNAĞIDIR . Psyllium bazlı evcil hayvan takviyelerinin bol miktarda taze içme suyuna erişimle birlikte kullanılması gerekir. Psyllium üzerindeyken sulu kalması için evcil hayvanınızı bol su içmeye teşvik edin.
Evcil hayvanınızı fiziksel olarak sağlıklı tutun, aynı zamanda duygusal sağlıklarını da kontrol edin. İşte KÖPEK ANKSİYETE SAHİP ANLAMANIN YOLLARI ve bunlar hakkında ne yapacağını.
Kaynaklarhttps://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0182948https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17329047https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12221223https://www.petmd.com/cat/care/cat-diarrhea-5-treatment-options-you-should-try
Her zaman olduğu gibi, evcil hayvanınız için herhangi bir ek rejim uygularken bir veterinerle çalışın. Rutin bakım ziyaretlerinde yardıma ihtiyacınız varsa, ODİE PET INSURANCE’INnasıl yardımcı olabileceğini keşfedin .
Yazının ingilizce metni ve orjinal metni ne https://odiepetinsurance.com/blog/the-benefits-of-psyllium-for-pets/#:~:text=Psyllium%20has%20great%20cleansing%20ability,bulk%20of%20all%20intestinal%20contents. adresinden ulaşabilirsiniz.
Kedi ve Köpeklerde İyi bir sağlık için bağırsak florasının önemi!
Bağırsak florasının, bir evcil hayvanın bağışıklık sisteminin gelişimi ve sistemin doğal enzimleri (lif, dirençli nişasta ve protein artıkları) tarafından parçalanamayan besin bileşenlerinin kullanımı üzerinde önemli bir etkisi vardır.
Bir memelinin hücrelerinin sadece% 10’unun kendisine ait olduğu ve geri kalanının bağırsaklarındaki mikropların hücreleri olduğu tahmin edilmektedir. Mikropların çoğu kalın bağırsakta bulunur. Kalın bağırsaktaki mikroplar artık besinleri parçalar, maddeleri metabolize eder, vitaminler (diğerlerinin yanı sıra folik asit ve K vitamini) ve biyoaktif bileşikler üretir.
Besin lifleri
Besin lifleri, bitki bazlı karbonhidrat kaynaklarının ince bağırsakta parçalanamayan ve emilemeyen yenilebilir kısımları anlamına gelir. Besin liflerinin sistemde üç temel görevi vardır: dışkı hacmini artırmak, dışkı viskozitesini artırmak ve fermantasyonu iyileştirmek.
Lif çözünürlüğü ve suyu bağlama yeteneği
Pektin ve bitki sakızları tipik suda çözünür liflerdir. Lignin ve selüloz ise çözünmez. Suda çözünen lifler suyu bağlamada son derece etkilidir ve yumuşak dışkıyı sertleştiren bağırsaklarda jel benzeri bir yapı oluşturur. Buna karşılık olarak, suyu bağlama yeteneklerinden dolayı suda çözünür lifler, sert dışkıyı yumuşatarak kabızlığı da hafifletebilir. Büyük dozlarda, suda çözünür liflerin müshil etkisi vardır.
Sindirilemeyen lifler
Sindirilemeyen lifli madde, suyu emdiği, gevşek dışkı maddesini sıkılaştırdığı veya sert dışkıyı yumuşattığı kalın bağırsağa taşınır. Kalın bağırsağın sonunda, sindirilemeyen lifler dışkıda kalan tek liftir, bu yüzden orada en etkilidirler.
Dışkı hacmini arttırmanın şunları rahatlattığı gösterilmiştir:
- tahriş olmuş bağırsak sendromunun semptomları
- kabızlık ve diğer sindirim sistemi tahrişleri
Fermantasyonu iyileştiren lifler
Fermantasyon hızının bağırsak florası üzerinde önemli bir etkisi vardır. Turunçgillerden veya elmalardan elde edilen pektin gibi hızlı fermente olan lifler hızla fermente olur. Kalın bağırsağın işleyişinde büyük rol oynarlar, kalın bağırsakta pH’ı düşürürler, böylece kalın bağırsakta anaerobik mikropların oranını arttırırlar. Aynı zamanda bağırsaktaki koşullar patojenik bağırsak bakterileri için elverişsiz hale gelir.
Prebiyotikler
Prebiyotikler, memelinin kendi sindirim enzimleri tarafından parçalanamayan, faydalı bakterilerin büyümesini destekleyebilen ve bağırsaklardaki patojenik bakteri miktarını artırmayan lifler olarak tanımlanır.
Evcil hayvanın gevşek dışkısı veya kabızlık
Lifler, ishal sırasında lif karışımındaki fazla sıvıyı emerek ve kabızlık sırasında dışkı maddesinin sıvı içeriğini artırarak bağırsaklardaki su içeriğini normalleştirir. Böylece evcil hayvanın gevşek dışkısı daha sert ve kabız olan dışkı nemli hale gelir.
Liflerin oluşturduğu jel benzeri veya daha sıkı bileşim, ishal tedavisini hızlandırır çünkü dışkı maddesinin artan viskozitesinin bağırsak boşaltma hızını azalttığı gösterilmiştir. Buna uygun olarak, kabızlık ile bağırsakların çalışmasını hızlandırmak için dışkı kütlesinin nemlendirilmesi önemlidir. Kabızlık sırasında yeterli sıvı alımı önemlidir.
Bağırsak florasındaki dengesizlikler, alerjiler, kalın bağırsakta iltihaplı hastalıklar ve ishal ile ilişkilendirilmiştir. Prebiyotikler, iyi huylu bağırsak florasının gelişimini veya geri kazanılmasını ilerletir ve patojenik bakterilerin büyümesi için uygunluğu azaltır.
Konuyla ilgili https://www.naturelvetshop.com/urun/psyllium-plus-cat-dog veya https://www.naturelvetshop.com/urun/psyllium-husks-cat-dog ürünler dikkatinizi çekebilir.
Kedi ve köpekler için Taurine
Taurin hiç şüphesiz kedinizin diyetinde olması gereken en önemli besinlerden biridir. Hayvansal proteinlerde bulunan bir tür amino asittir. Taurin, esas olarak kas etinde ve karaciğer, böbrek ve kalp gibi organlarda tespit edilen doğal olarak oluşan bir amino asittir. Ayrıca deniz ürünlerinde bulunur.
ASPCA’ya göre, kediler için taurin, köpekler ve diğer memelilerin ihtiyacından daha önemlidir. Bunun nedeni köpeklerin aksine, kedigillerin kendi sistemlerinde bulunan önceden var olan amino asitleri kullanarak kendi taurinlerini üretememeleridir. Hayvansal ürünler ve taurin takviyeleri, bir kedi için tek taurin kaynağıdır.
Taurinin Yararları
Üreme
Yavaş yenidoğan gelişimi ve diğer doğum kusurları gibi kedilerde ortaya çıkan sorunlardan bazıları, taurin eksikliği nedeniyle ortaya çıkar. Yavru kedi bekleyen bir kedi, yeterli taurin seviyelerini içeren uygun bir diyetle beslenmelidir.
Görme
Kedilerde Taurin eksikliğinin, Ulusal Bilimler Akademisine göre görme kaybı ve kedi merkezi sisteminin dejenerasyonu dahil olmak üzere bazı zararlı etkileri vardır. Mükemmel bir görme fonksiyonu sağlamak için kedinizi yeterli miktarda taurin içeren bir diyetle besleyin.
Sağlıklı Kalp
Taurin, kalbi mükemmel durumda tutmada önemli bir rol oynar. Kedilerde sık görülen kalp problemlerinden bazıları kalp yetmezliği ve dilate kardiyomiyopatidir. Bu ikisi taurin eksikliği ile yakından bağlantılıdır.
Diğer faydalar -karaciğer hastalıklarında , Tip I diyabet, sindirim sisteminin düzgün çalışması ve nöbet bozuklukları gibi,
Bütün bunların önüne geçmek ve bağışıklıklarını güçlendirmek için http://www.naturelvet.com/urun/taurine/ veya http://www.naturelvet.com/urun/taurine-kopekler-icin/ ilginizi çekebilir.
Daha geniş bilgi ve köpekler için :http://dogaware.com/health/heart.html
AAFCO Köpek ve Kedi Maması Besin Profilleri
Kedi ve köpeklerin mamasında ki besin profillerine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Köpekler de Ağız Kokusu.
Köpeklerin Ağız Kokusu Nasıl Giderilir?
Köpeklerde Ağız Kokusu Nasıl Önlenir?
Köpeklerde görülen sorunlardan biri de ağız kokusudur. Köpekler ağızlarını hızlı bir şekilde açıp kapatsalar dahi kötü bir koku yayılabilmektedir. Bunun sebebi farklı belirtilerden dolayı olabilir. Böbrek veya şeker hastalıkları, hijyen problemi ile dişte meydana gelen kötü durumlar köpeklerin ağzında istenmeyen kokulara sebebiyet verebilir. Özellikle 3 yaşından önce köpeklerin çoğu zorlu bir dönem olan diş çıkarma döneminden geçerler. Köpeklerde ağız kokusunun temel sebebi ise diş plaklarında biriken bakterilerdir. Tıpkı insanlarda olduğu gibi köpek dostlarımızın da diş yapısında bir takım bakteri problemleri yaşanabilmektedir. Böyle durumlarda diş plaklarındaki tükürük katılaşır ve bazı birikintiler ortaya çıkar. Bu durum da kanama ve diş iltihabına sebebiyet verebilir ki sonrasında can dostumuz da daha önemli sorunlar da oluşabilir.
İlginizi çekebilir: Köpeklerde diş ve diş eti problemleri
Köpeklerde Ağzı Temiz Mi?
Köpeklerin ağzı insanların ağzı kadar bakteri ve diğer kötü organizmalarla doludur. Ayrıca köpeklerdeki ağız kokusu dişlerde ve diş etlerinde renk değişikliğine neden olan periodontal hastalığa yakalanma eğilimindedir. Köpeklerinizin yediği yiyeceklerden hijyen alışkanlıklarına kadar her şey ağzının temizliğinin belirlenmesinde rol oynar.
Köpeğinizin yüzünü yalamasına endişe etmenize gerek olmasa da, köpeklerin ağız hijyenine dikkat etmeniz oldukça önemlidir. Çoğu köpek ve kedi üç yaşına gelene kadar bir takım periodontal hastalıklar geçirir. Bu sorundan kurtulmanın yolu ise düzenli olarak yapılması gereken ağız bakımıdır.
Köpeğimin Ağzı Kokuyor
Köpeğiniz ağzını açtığında hafif bir koku yayılıyor ise hala tedavi için zamanın olduğunu söyleyebiliriz. Ancak gerçekleştirilecek olan doğru bir bakım ve hijyenik etkilere rağmen hala ağızdan gelen kötü koku sürüyorsa, böbrek ya da midesi ile ilgili problemlerin yanı sıra, karaciğer gibi kötü sorunları ele almak için mutlaka veteriner hekime götürmenizi tavsiye ederiz. Tabi bu konuda sizin de bireysel olarak yapabilecekleriniz bulunmaktadır. Bu yapacaklarınız işe yaramazsa köpeğinizi mutlaka bir veterinere götürmeyi ihmal etmeyin.
Köpek Ağız Bakımı
Köpekler her ne kadar dişlerinin fırçalanmasından pek hoşnut olmasalar da haftada en az birkaç kez köpeğinizin ağız ve diş temizliğini gerçekleştirmelisiniz. Bu temizliği yaparken muhakkak köpekler için üretilmiş olan köpek diş macununu kullanınız.
Köpeklerde ağız kokusunu ortaya çıkaran etmenler arasında yiyecekler en önde gelir. Bu yüzde köpekler için kuru mama tercih edilmelidir. Ayrıca yemek yedikten sonra su içmesine de özen gösterilmelidir. Özellikle yaz aylarında köpeğinize bol miktar temiz ve taze su sağlamayı ihmal etmeyin.
Köpeklerin özellikle diş plaklarında meydana gelecek bakteri sorunları adına mutlaka köpeklerin ağız temizliği için oyuncak önemli bir etkendir. Kemik ve benzeri köpek oyuncakları dişlerinde kemirirken tükürük yaratırlar bu da dişleri temizler ve daha parlak görünmesine yardımcı olur.
İlginizi çekebilir: Ağız bakım solusyonu
Köpeklerde Düzenli Ağız Bakımı
Özellikle köpekler için mutlaka düzenli şekilde hijyenik bakım ile birlikte bunu alışkanlık haline getirmek, onların ağız kokusundan uzak kalmasına önemli bir etken olur. Bu yüzden gerçekleştirilmesi gereken bakımlar mutlaka bir düzene sokulmalı ve bu bakım ihmal edilmemelidir.
İlginizi çekebilir: Köpeklerde ağız ve mide kokusunu giderme
Kediler Hakkında 50 İlginç Bilgi
Kediler Hakkında Bilgi
*Sağlıklı ve yetişkin bir kedinin ağzında 30 adet diş vardır.
*Kediler yüksekten düştüklerinde denge mekanizmaları sayesinde dört ayak üzerine düşerler.
*Kedi burun izi insanlardaki parmak izine eşdeğerdir ve her birininki farklılık gösterir.
*Kedilerin kollarında ter bezi yoktur sadece patilerinden terlerler.
*Kedilerin mırlama sesi kırık , çıkığın iyileşmesinde ve tansiyonun dengelenmesinde faydalı olduğu saptanmıştır.
*Kediler insanlara ve objelere sürtünerek kendine ait olan alanı ve nesneleri belirler.
*Ortalama 15 yıl ömrü olan bir kedinin hayatının yaklaşık 126 ayını uyuyarak geçirir.
*Kedilerin kulaklarında kulak kepçesine yön veren 20 kadar kas vardır ve bunlar koordineli çalışarak kulağın sesleri daha iyi algılamasını sağlar.
*Kayıtlara geçmiş en fazla doğum yapan kedi rekoru 420 yavru ile Dusty isimli kedidedir.
*Tüm dünyada kara kedinin uğursuzluk getirdiğine inanılırken sadece İngiltere ve Avustralyada kara kedi Uğur kaynağı sayılır.( Biz hiçbir kedinin uğursuzluk getirdiğine inanmıyoruz)
*Sağlıklı bir kedide önde beş arka ayaklarda dört parmak vardır.
*Bıyık bir kedinin denge organı değildir. Sadece bir yere girip giremeyeceğini ölçtüğü bir araçtır.
*Kediler tırmandıkları yerden başaşağı inemezler. Tırnakları buna uygun değildir.
*Kedilerde köprücük kemiği yoktur.
*Kedilerin hafızaları köpeklerden daha güçlüdür.
*Erkek kedilerin penisleri anatomik olarak dikenlidir.
*Tükürük salgıları antibakteriyel özelliktedir. Kendilerini yalarken tüylerdeki mikropları da yok ederler.
*Kediler bilinenin aksine gece insanlardan daha iyi göremezler.
*Dişi kediler izin verdiği sürece çiftleşebilirler. Kısırlaşmış kedi çiftleşmek için asla erkeğe izin vermez.
*Kedi gözünün gece parlamasının sebebi sadece kedigillerde ve bazı yabanilerde olan ve retinanın arkasındaki ışığı yansıtan bir tabakadır.(Tapetum Lucidum)
*Kedilerin vücudu 290 kemikten şekillenmiştir.
*Dünya üzerinde 500 milyon evde beslenen kedi vardır.
*Kedilerin kalbi dakikada 130 civarında atar.
*İlk kedi gösterisi bundan 200 yıl önce düzenlenmiştir.
*Kediler yüzmekten ve sudan asla hoşlanmazlar. Bu genellemeyi sadece Van Kedisi bozar.
*Kediler kendi yüksekliğinin yaklaşık 5 katına kadar sıçrar.
*Kediler tıpkı insanlar ve köpekler gibi rüya görürler.
*Kediler klor kokusunu severken narenciye kokusundan nefret ederler.
*Ortalama vücut ağırlıkları 4-6 kg arasındadır. Tespit edilen en ağır kedi 21,297 Kg ağırlığındadır.
*Kediler tatlı lezzetleri asla hissedemezler.
*Kediler dünyadaki insanların yaklaşık %12 sine kendilerini sevdirebilmiştir.
*Türkiye’de seçim sonuçlarını sabote edebilen tek canlı kedidir.
*Kediler deniz suyunu rahatlıkla içebilirler.
*Dünyada en fazla evde kedi beslenmesi ABD de görülmektedir.
*Her Üç Amerikalıdan biri mutlaka kedi beslemektedir.
*Tüyleri karışık üç ve daha fazla renkli kediler dişidir.
*Eve avladığı bir şeyleri (fare, böcek, kertenkele) getirdiğinde ”sizden daha iyi avcıyım” der.
*Çiftleşme haricinde yalnız takılmayı severler. Köpeklerdeki gibi sürü psikolojisi kedilerde görülmez.
*Yavru bir kedi 1 yaşında yetişkin sayılsa da 5 aylıkken çiftleşip 7 aylıkken doğum yapabilir.
*En yüksekte görülen kedi Alp Dağlarında 4478 metreye tırmanmıştır.
*Kediler 185 derece görüş açısına sahiptir.
*Kısırlaştırılmamış bir çit kedi ile bunların yavrularından 7 yılda 420 binin üzerinde kedi nüfusu oluşur.
*Tüy, kedi besleyenler için sorun olsa da tüysüz tek kedi ırkı Sphynx dir.
*Kediler en fazla böbrek hastalıklarına yatkındır.
*Dünyanın en pahalı kedi ırkı Ashera dır ve yaklaşık 30 bin dolar civarında fiyata alıcı bulmaktadır.
*Hamilelerde düşüğe sebep olan Toxoplasma bilinenin aksine sadece kedilerden bulaşmaz.
*Yaklaşık 150 den fazla kedi çizgi film karakteri vardır. Dünyada en çok bilineni Tom ve Jerry deki Tom’dur.
*Kedilere asla yiyecek olarak. Süt, çiğ balık, çiğ yumurta verilmemelidir.
Köpeklerde Tuvalet Eğitimi
Köpek Çiş Pedi
Yavru köpeklere tuvalet eğitimi vermek sanılanın aksine oldukça kolaydır. Hatta biz insanoğlundan bile daha çabuk ve daha iyi öğrendiklerini bile söyleyebiliriz. İyi bir tuvalet eğitimi almış köpekler hasta olmadıkları sürece yapmamaları gereken yerlere tuvalet yapmazlar. Yavru köpeklere tuvalet eğitimi vermek zaman, sabır ve bolca sevgi gerektirir. Bu eğitim süresi birkaç haftanızı, en fazla birkaç ayınızı alır.
Yavru Köpeklere Tuvalet Eğitimi Nasıl Verilir?
Yavru köpeğin tuvalet eğitimine eve geldiği ilk günden başlamakta yarar vardır. Bunun için sevimli köpeğiniz eve gelmeden önce bir güvenli bölge oluşturmanız gerekmektedir. Güvenli bölge köpeğin yetişkin olduğunda bile içinde rahatça hareket edebileceği büyüklükte bir köpek kafesi olmalıdır. Bu köpek kafeslerinin üst kısımları açık olandan tercih edilmesi köpeğiniz bu alanda hapsedildiği duygusunu azaltır. Bu alan aslında köpeği kontrol edemediğiniz zamanlar vakit geçirmesi ve isterse burada uyuması içindir. Güvenli alanda köpek yatağı, mama ve su kabı ve köpek oyuncakları yer almalıdır.
Güvenli Bölgeye Köpek Çiş Pedlerini Yerleştirin
Güvenli bölgenin tamamını köpek çiş pediyle kaplayın. Köpeğe tuvalet eğitimi verirken yapılan en büyük yanlışlardan biri de başta köpeği sadece çiş pedine alıştırmak ardından tuvaletini dışarı yaptırmaya çalışmaktır. Köpek tuvalet pedi sadece eğitim süresince tuvalet kazalarını önlemek ve köpeğin evin diğer bölümlerini kirletmeye imkan vermemek içindir. Bu süreçte köpeğin asıl tuvalet eğitimi dışarıda yapılmalıdır.
Eğer köpeğiniz küçük ırk köpeklerdense ve büyüdüğünde de tuvaletini sadece evde pede yapmasını istiyorsanız, o zaman bu köpek tuvalet pedlerini ana tuvalet yeri olarak kullanabilirsiniz.
Köpeğinizi tuvalet eğitimi için sürekli dışarı çıkarmanıza rağmen, başlangıçta pedlerle kaplanmış alanda bir takım tuvalet kazalarının yaşanması son derece normaldir. Fakat kirlenen pedleri hemen değiştirmeniz gerekecektir. Bu kazalar 2 aylıktan büyük yavru köpekler için yaklaşık olarak 2 ile 5 gün kadar sürebilir.
Köpek Tuvalet Eğitiminde Çiş Pedlerin Sayısı
Her ırktan köpekler içgüdüsel olarak yemek yedikleri ya da uyuyacakları yerin çok yakınına tuvaletlerini yapmaktan hoşlanmazlar. Sevimli dostunuzun bu içgüdüsel davranışını tuvalet eğitimi için kullanmanızda fayda vardır. Yemek yeme ve uyuma alanına en yakın köpek tuvalet pedlerinden başlayarak, eğitim süresince düzenli olarak pedlerin sayısını azaltın.
Her 2–3 günde bir tane köpek tuvalet pedini azaltın ve her seferinde küçük bir alanı boş bırakın. Köpek çiş pedlerine tuvaletini yapmaya alışan köpeğiniz, boş alana değil pedlere tuvaletini yapacaktır. En son kalan köpek tuvalet pedinin mama yediği ve uyuduğu yere en uzak ped olmasına dikkat edin. Böylece köpeğinizle ilgilenemediğiniz zamanlarda, tuvalet rutinine ayak uyduramadığı zamanlarda yaşanacak kazalar, pedlerin olduğu bölümle sınırlı kalacaktır.
İlginizi çekebilir: Köpek Tuvalet Pedi
Köpeğinize Tuvaletini Yapması Gereken Yeri Öğretin
Yavru köpeğinize tuvalet yapması gereken doğru yeri öğretmeye ilk günden başlamanız gerekmektedir. Köpeğinizi eve getirdiğinizde muhtemelen heyecandan dolayı yeni güvenli alanına hemen tuvaletini yapmıştır. Yavru köpeğinizi ilk kez tuvalet için dışarı çıkarırken köpek tuvalet pedlerinden daha önce ıslanmış olanlardan birini alın.
Daha önce dışarı çıkmamış bir köpek, ilk çıkışında ürkebilir ve tuvaletini dışarı yapmak istemeyebilir. Dışarıda uygun bir yere köpeğinizin yapabileceği alan köpek pedini serin. Köpeğinizin patilerinin altında evdekine benzer bir ortam olduğundan, yumuşak ped köpeğinizi dışarıda tuvaletini yapmak için cesaretlendirecektir.
İlginizi çekebilir: Köpek Tuvalet Eğitim spreyi
Köpeğinize Tuvalet İçin Anahtar Kelime Öğretin
Köpeğinize tuvalet için anahtar kelime öğretmeniz oldukça işinize yarayacaktır. Köpeğiniz dışarıda tuvaletini yaparken ona sakin ve yüksek olmayan bir ses tonuyla “tuvalet zamanı”, “hadi toto” gibi bir söz kullanabilirsiniz. Tuvaletini bitirdiğinde ise onu köpek ödülleriyle ödüllendirmeyi unutmayın. Ayrıca aferin kızıma veya aferin oğluma diyerek övün. Daha sonra eve dönmeden onunla oynayabilirsiniz de. Bunu sürekli olarak tekrarlarsanız, köpeğiniz “hadi tuvalete” sözüyle tuvalet yapma eylemi arasında bağlantı kuracak ve ödüller sayesinde de tuvaletini dışarı yapmanın olumlu bir davranış olduğunu öğrenecektir. Ayrıca komutla tuvalet yapmayı öğrenmesi, köpeğinizin tuvaletini yapacağı uygun yeri sizin seçmenize yardım eder.
Köpek Bakımı
Kökeni hakkında bugüne kadar tahminler yürütülmüş olan köpeğin atasının kurt olduğu ileri sürülmektedir. İlk insanla birlikte gelişimini sürdürerek günümüze kadar gelen köpeğin, evcilleştirilme aşamalarında çok sayıda alt türü oluşmuştur. Bu nedenledir ki farklı boyut ve vücut yapısına sahip çok sayıda köpek ırkı mevcuttur. Ortalama 14-15 yıl ömre sahip köpeklerin yaşam evrelerini; yavruluk, yetişkinlik ve yaşlılık olarak sınıflandırabiliriz.
Yavruluk Dönemi;
Normal koşullarda kör ve sağır olarak dünyaya gelen sağlıklı her yavru doğar doğmaz annesinin memesini bulur ve emer. Gözler 10-14 gün sonra açılır, ancak tam anlamıyla görmeleri 1 hafta sonra olacaktır. Kulak ses kanalları ise 13-17 günlük olduklarında işlevlerini yapmaya başlar. Yaklaşık 20-25 günlük olduklarında tırnaklarıyla annenin memesini çizeceklerinden uygun bir tırnak makası ile kesmek gerekir.
Zamanlarını annelerini emerek ve uyuyarak geçiren yavrular için ortamın ısısı (30 °C) çok önemlidir. Çünkü vücut ısılarını kendi kendilerine regüle edemezler. Her şey yolunda giderse, annelerini emen yavrulara 5 haftalıktan sonra takviye mamalar verilmeye başlanabilir. İlk zamanlar süt ve unla yapılacak lapayla yemeyi öğrenen yavrulara ara sıra kıyma ve kemik unu içeren diyetler hazırlanabilir.
Doğduklarında dişsiz olan yavrularda 3. haftadan itibaren süt dişleri çıkmaya başlar. 3,5-4 aylıktan itibaren de süt dişleri yerini kalıcı dişlere bırakmaya başlayacaktır. Bu dönemde ateş, huzursuzluk, iştahsızlık görülebilmektedir. Ayrıca dişler çıkarken ve uzama döneminde kaşıntıya bağlı olarak sert cisimleri kemirmeler görülür. Bazı durumlarda süt dişi düşmez ve kalıcı dişle yan yana kalır, veteriner hekim muayenesi ile geçici diş alınır ya da yerinde bırakılır.
Yavruluk döneminin en önemli bakımı ise 6 haftalık olduklarında iç paraziter müdahalesi ile 8 haftalık ve sonrasında tehlikeli hastalıklarına karşı aşılamanın yapılmasıdır. Ayrıca 8 haftalık bir yavrunun anneden ayrılma zamanı gelmiş demektir. Yavrunun yeni ailesine ve ortamına alışma süresinde ürkek davranması ve istenmeyen yerlere tuvaletini yapması söz konusudur. Bu durumda aşırı tepki verilmeden aşı programı tamamlanıncaya kadar evin içerisinde gazete kâğıdına götürülerek tuvaletini yapması sağlanmalıdır.
Ev ortamına giren yavrunun, elektrik kabloları ve merdivenler gibi tehlikeli olabilecek durumlardan korunması gerekir. Beslenme konusunda ise 6 aylık oluncaya kadar günde 3 ya da 4 öğün verilmeli, 6 aydan sonra günde 2 öğün şeklinde devam edilmelidir.
Cinsel isteklerin uyanmaya başlaması 4 aylıktan itibaren görülebilmektedir. Erkeklerde çeşitli yerlere idrar bırakma, insanların kolları ya da ayaklarına sarılarak istek duyduğunu gösteren hareketler yapma söz konusu iken, dişilerde ortalama 3 hafta süren adet kanaması görülmektedir. İlk kızgınlık dönemlerinde çiftleştirilmeleri uygun değildir. 1-1,5 yaştan sonra çiftleşmelerinde ve yavru yapmalarında bir sakınca yoktur.
Yetişkinlik Dönemi;Bu evre 1/1,5 yaş ile 6 yaş arası dönemi kapsar. Gelişim tamamlanmış, karakter şekillenmiş, hareketlilik biraz daha azalmıştır.Aylık peryotlar halinde iç ve dış paraziterleri takip edilen yetişkin bir köpeğin, veteriner hekimin oluşturacağı program dâhilinde senelik aşıları tekrarlanmalıdır.
Beslenme konusunda da yaşına, ırkına ve görevine uygun (ev-süs köpeği, koruma köpeği vb) özel diyetler hazırlanmalı ya da hazır mamalar tercih edilmelidir. Her gün mutlaka sabah, akşam beslenmeli ve 2 kez gezdirilmelidirler.
Diş, kulak ve tüy bakımı aksatılmamalıdır. Diş taşlarına karşı düzenli olarak diş fırçalama ya da veteriner hekiminizin uygun gördüğü aralıklarla diş taşı temizliği yapılmalıdır. Kulaklar, haftada bir ya da iki temizleme solüsyonları ile temizlenmelidir. Tüyler ise düzenli olarak her gün fırçalanmalıdır. Kısa tüylü olanlarda eldiven şeklindeki fırçalarla masaj yaparak deri-tüy bakımına destek olabilirsiniz.
Yaşlılık Dönemi; Bu dönem 7 yaşından sonra başlar. Aktivitelerde azalmanın görüldüğü, hastalıkların ve fiziksel sıkıntıların ortaya çıkmaya başladığı evre olduğu için bakımlarının ve sağlık kontrollerinin aksatılmaması gerekir.Aşılama programı senelik olarak tekrarlanmalı, iç-dış paraziterleri düzenli olarak uygulanmalıdır.Metabolizma yavaşladığı için, beslenmeye özellikle dikkat edilmeli, yaşına, ihtiyaçlarına uygun, yağ oranı azaltılmış, vitamin-mineral destekli diyetler tercih edilmelidir.
Köpeklerde Hamilelik ve Doğum
Yaklaşık 63 gün kadar süren gebeliklerinde bir hafta erken ya da geç doğum söz konusu olabilmektedir. İştah ve kilo artışı, memelerde büyüme, hareketlerde yavaşlama, daha fazla uyuma gibi belirtiler görülmektedir. Çiftleşmeden 20-25 gün sonra röntgen ve ultrason muayeneleri yapılabileceği gibi, 30 gün sonra veteriner hekim muayenesi ile gebelik teşhis edilebilmektedir.
Gebelik döneminde protein, karbonhidrat ve vitamin-mineral içeriği zengin diyetlerle beslenmeye özen gösterilmelidir. Her zaman taze temiz su verilmelidir. Düzenli yürüyüşlerle egzersizler yaptırılmalıdır.
Doğum başlamadan 2-3 gün önce iştahsızlık, huzursuzluk, ara ara titremeler, yerleri tırmalamalar gibi belirtiler görülmektedir. Normal koşullarda kendi kendilerine doğumlarını gerçekleştirirler. Sık nefes alma ve kasılmaların ardından 1 saat geçmesine rağmen ilk yavrunun çıkışı gerçekleşmemişse mutlaka veteriner hekim çağrılmalıdır. Yavruların doğumları arasındaki süre 15 dakikadan 3 saate kadar uzayabilmektedir. Her yavrudan kısa bir süre sonra eş adı verilen plasenta çıkar ve anne köpek bunu içgüdüsel olarak yer. Doğum 24-36 saate kadar uzayabilmekte ve doğum sonrası 1-2 gün daha annede akıntılar görülebilmektedir. Akıntının rengi koyu kırmızı ya da kahverengi ve pis kokulu ise mutlaka veteriner hekime bildirilmelidir.
Emzirme döneminde yavrulara anne bakacağından annenin beslenmesi, bakımı, temizliği özenle gerçekleştirilmelidir.
Kedilerde Göz Akıntıları ve Nedenleri
Kedilerde Göz Akıntıları ve Nedenleri
Kediler hareketli ve avcı canlılardır. Yaradılışından bu güne beslenme şekilleri etobur olduklarından avlanarak ya da evcilleştirilmeleriyle yemek artıkları ile olmaktayken, son zamanlarda en doğru besleme yolu olan kuru mama ile olmaktadır.
Lakin birçok kedi, sokaklarda hayatlarını sürdürmektedir ki yemeği bulmak kadar hayatta kalabilmek için yemeğini görmesi gerekmektedir. Bu sebeple göz tüm canlılar için önemli fakat sokak kedileri için daha önem arz etmektedir.
Bu akıntılar şeffaf sıvıdan, yeşil iltihaplı bir hal aldığı gibi kan ile karışık da olabilmektedir. Gözlerin sürekli iltihaplı olması göz yüzeyine zarar verir ve körlüğe kadar giden sonuçlar doğurabilir.
Bazen iltihap, göz kapaklarını birbirine yapıştırır ve gözle kapaklar arasında irin birikir ki bu durum göz kayıplarının en fazla görülen sebebidir. Gözde irin birikmesi daha çok birkaç aylık kedi yavrularında görülür. İltihaplanmanın sebepleri göz enfeksiyonları, viral hastalıklar, gözde yabancı cisimler sayılabilir. Mutlaka tedavi gerektirir.
Birçok iltihaplı göz hastalığının tedavi oldukça kolaydır. Geç kalınmış olaylarda göz kayıpları olduğu gibi tedavi ile derhal iyileşme şekillenmektedir.
Gözleri Kapalı İrinli Bir Kedi Görürsek Ne Yapmalıyız? İltihaplı Kedi Gözü Nasıl İyileştirilir?
İlk yapmamız gereken size en yakın veteriner hekimle kediyi buluşturmak olmalıdır. İltihabın sebebinin teşhis edildikten sonra hekimin reçetesine harfiyen uyulduğunda göreceksiniz ki birkaç gün içerisinde iyileşecektir. Bazı durumlarda gözdeki irin sistemik ve viral bir hastalığın belirtisi olabilir ki bu üzücü sonuçlarla noktalanabilmektedir.
Bazen yakalanamayan sokak kedileri ile karşılaşabiliriz. Böyle bir durumda ilk yapmamız gereken Belediye Veteriner İşlerinden yardım almak olmalıdır.
Eğer çevrenizde bir Veteriner Hekim yoksa basit bir kaç uygulama ile onun iyileşmesine yardımcı olabiliriz.
Kedinin göz kapakları birbirine yapışmış ise ilk yapmamız gereken göz kapaklarını aralayarak irinin akmasını sağlamak olmalıdır. Buna kediler biraz itiraz etseler de bunun yapılmaması durumunda göz kaybı yaşanacağı unutulmamalı ve mutlaka yapılmalıdır.
Kedilerin Gözleri Nasıl Temizlenir?
Göz ve çevresi göz temizleme losyonu ile temizlenmelidir. Gözün temizliği tamamen yapılmalı hiç iltihap kalmamalıdır.
Göz temizleme losyonunu bir pamuğa dökerek gözün içinden dışına doğru hafif silme hareketleri ile temizlik yapabilirsiniz.
Eğer mümkünse göz içine antibiyotikli göz damlası uygulanmalıdır. Hangi göz damlası olduğunu telefonla veteriner hekimden bilgi almanız esastır. Bazı göz damlaları kediler için zararlı olabileceği unutulmamalıdır. Kediye iyilik yapmak isterken göze zarar vermemek için mutlaka Veteriner Hekimlerle temasa geçilmeli ve tavsiye alınmalıdır. Durumunuzu anlattığınızda hiçbir hekim sizi geri çevirmeyecektir.
Bütün bunları belirtiler gidene kadar devam etmenizde fayda vardır. Unutulmamalıdır ki iltihaptan kaybedeceği göz ona mutsuzluk ve açlıktan başka bir şey vermeyecektir.