Köpek Bakımı
Kökeni hakkında bugüne kadar tahminler yürütülmüş olan köpeğin atasının kurt olduğu ileri sürülmektedir. İlk insanla birlikte gelişimini sürdürerek günümüze kadar gelen köpeğin, evcilleştirilme aşamalarında çok sayıda alt türü oluşmuştur. Bu nedenledir ki farklı boyut ve vücut yapısına sahip çok sayıda köpek ırkı mevcuttur. Ortalama 14-15 yıl ömre sahip köpeklerin yaşam evrelerini; yavruluk, yetişkinlik ve yaşlılık olarak sınıflandırabiliriz.
Yavruluk Dönemi;
Normal koşullarda kör ve sağır olarak dünyaya gelen sağlıklı her yavru doğar doğmaz annesinin memesini bulur ve emer. Gözler 10-14 gün sonra açılır, ancak tam anlamıyla görmeleri 1 hafta sonra olacaktır. Kulak ses kanalları ise 13-17 günlük olduklarında işlevlerini yapmaya başlar. Yaklaşık 20-25 günlük olduklarında tırnaklarıyla annenin memesini çizeceklerinden uygun bir tırnak makası ile kesmek gerekir.
Zamanlarını annelerini emerek ve uyuyarak geçiren yavrular için ortamın ısısı (30 °C) çok önemlidir. Çünkü vücut ısılarını kendi kendilerine regüle edemezler. Her şey yolunda giderse, annelerini emen yavrulara 5 haftalıktan sonra takviye mamalar verilmeye başlanabilir. İlk zamanlar süt ve unla yapılacak lapayla yemeyi öğrenen yavrulara ara sıra kıyma ve kemik unu içeren diyetler hazırlanabilir.
Doğduklarında dişsiz olan yavrularda 3. haftadan itibaren süt dişleri çıkmaya başlar. 3,5-4 aylıktan itibaren de süt dişleri yerini kalıcı dişlere bırakmaya başlayacaktır. Bu dönemde ateş, huzursuzluk, iştahsızlık görülebilmektedir. Ayrıca dişler çıkarken ve uzama döneminde kaşıntıya bağlı olarak sert cisimleri kemirmeler görülür. Bazı durumlarda süt dişi düşmez ve kalıcı dişle yan yana kalır, veteriner hekim muayenesi ile geçici diş alınır ya da yerinde bırakılır.
Yavruluk döneminin en önemli bakımı ise 6 haftalık olduklarında iç paraziter müdahalesi ile 8 haftalık ve sonrasında tehlikeli hastalıklarına karşı aşılamanın yapılmasıdır. Ayrıca 8 haftalık bir yavrunun anneden ayrılma zamanı gelmiş demektir. Yavrunun yeni ailesine ve ortamına alışma süresinde ürkek davranması ve istenmeyen yerlere tuvaletini yapması söz konusudur. Bu durumda aşırı tepki verilmeden aşı programı tamamlanıncaya kadar evin içerisinde gazete kâğıdına götürülerek tuvaletini yapması sağlanmalıdır.
Ev ortamına giren yavrunun, elektrik kabloları ve merdivenler gibi tehlikeli olabilecek durumlardan korunması gerekir. Beslenme konusunda ise 6 aylık oluncaya kadar günde 3 ya da 4 öğün verilmeli, 6 aydan sonra günde 2 öğün şeklinde devam edilmelidir.
Cinsel isteklerin uyanmaya başlaması 4 aylıktan itibaren görülebilmektedir. Erkeklerde çeşitli yerlere idrar bırakma, insanların kolları ya da ayaklarına sarılarak istek duyduğunu gösteren hareketler yapma söz konusu iken, dişilerde ortalama 3 hafta süren adet kanaması görülmektedir. İlk kızgınlık dönemlerinde çiftleştirilmeleri uygun değildir. 1-1,5 yaştan sonra çiftleşmelerinde ve yavru yapmalarında bir sakınca yoktur.
Yetişkinlik Dönemi;Bu evre 1/1,5 yaş ile 6 yaş arası dönemi kapsar. Gelişim tamamlanmış, karakter şekillenmiş, hareketlilik biraz daha azalmıştır.Aylık peryotlar halinde iç ve dış paraziterleri takip edilen yetişkin bir köpeğin, veteriner hekimin oluşturacağı program dâhilinde senelik aşıları tekrarlanmalıdır.
Beslenme konusunda da yaşına, ırkına ve görevine uygun (ev-süs köpeği, koruma köpeği vb) özel diyetler hazırlanmalı ya da hazır mamalar tercih edilmelidir. Her gün mutlaka sabah, akşam beslenmeli ve 2 kez gezdirilmelidirler.
Diş, kulak ve tüy bakımı aksatılmamalıdır. Diş taşlarına karşı düzenli olarak diş fırçalama ya da veteriner hekiminizin uygun gördüğü aralıklarla diş taşı temizliği yapılmalıdır. Kulaklar, haftada bir ya da iki temizleme solüsyonları ile temizlenmelidir. Tüyler ise düzenli olarak her gün fırçalanmalıdır. Kısa tüylü olanlarda eldiven şeklindeki fırçalarla masaj yaparak deri-tüy bakımına destek olabilirsiniz.
Yaşlılık Dönemi; Bu dönem 7 yaşından sonra başlar. Aktivitelerde azalmanın görüldüğü, hastalıkların ve fiziksel sıkıntıların ortaya çıkmaya başladığı evre olduğu için bakımlarının ve sağlık kontrollerinin aksatılmaması gerekir.Aşılama programı senelik olarak tekrarlanmalı, iç-dış paraziterleri düzenli olarak uygulanmalıdır.Metabolizma yavaşladığı için, beslenmeye özellikle dikkat edilmeli, yaşına, ihtiyaçlarına uygun, yağ oranı azaltılmış, vitamin-mineral destekli diyetler tercih edilmelidir.
Köpeklerde Hamilelik ve Doğum
Yaklaşık 63 gün kadar süren gebeliklerinde bir hafta erken ya da geç doğum söz konusu olabilmektedir. İştah ve kilo artışı, memelerde büyüme, hareketlerde yavaşlama, daha fazla uyuma gibi belirtiler görülmektedir. Çiftleşmeden 20-25 gün sonra röntgen ve ultrason muayeneleri yapılabileceği gibi, 30 gün sonra veteriner hekim muayenesi ile gebelik teşhis edilebilmektedir.
Gebelik döneminde protein, karbonhidrat ve vitamin-mineral içeriği zengin diyetlerle beslenmeye özen gösterilmelidir. Her zaman taze temiz su verilmelidir. Düzenli yürüyüşlerle egzersizler yaptırılmalıdır.
Doğum başlamadan 2-3 gün önce iştahsızlık, huzursuzluk, ara ara titremeler, yerleri tırmalamalar gibi belirtiler görülmektedir. Normal koşullarda kendi kendilerine doğumlarını gerçekleştirirler. Sık nefes alma ve kasılmaların ardından 1 saat geçmesine rağmen ilk yavrunun çıkışı gerçekleşmemişse mutlaka veteriner hekim çağrılmalıdır. Yavruların doğumları arasındaki süre 15 dakikadan 3 saate kadar uzayabilmektedir. Her yavrudan kısa bir süre sonra eş adı verilen plasenta çıkar ve anne köpek bunu içgüdüsel olarak yer. Doğum 24-36 saate kadar uzayabilmekte ve doğum sonrası 1-2 gün daha annede akıntılar görülebilmektedir. Akıntının rengi koyu kırmızı ya da kahverengi ve pis kokulu ise mutlaka veteriner hekime bildirilmelidir.
Emzirme döneminde yavrulara anne bakacağından annenin beslenmesi, bakımı, temizliği özenle gerçekleştirilmelidir.
Kedilerde Göz Akıntıları ve Nedenleri
Kedilerde Göz Akıntıları ve Nedenleri
Kediler hareketli ve avcı canlılardır. Yaradılışından bu güne beslenme şekilleri etobur olduklarından avlanarak ya da evcilleştirilmeleriyle yemek artıkları ile olmaktayken, son zamanlarda en doğru besleme yolu olan kuru mama ile olmaktadır.
Lakin birçok kedi, sokaklarda hayatlarını sürdürmektedir ki yemeği bulmak kadar hayatta kalabilmek için yemeğini görmesi gerekmektedir. Bu sebeple göz tüm canlılar için önemli fakat sokak kedileri için daha önem arz etmektedir.
Bu akıntılar şeffaf sıvıdan, yeşil iltihaplı bir hal aldığı gibi kan ile karışık da olabilmektedir. Gözlerin sürekli iltihaplı olması göz yüzeyine zarar verir ve körlüğe kadar giden sonuçlar doğurabilir.
Bazen iltihap, göz kapaklarını birbirine yapıştırır ve gözle kapaklar arasında irin birikir ki bu durum göz kayıplarının en fazla görülen sebebidir. Gözde irin birikmesi daha çok birkaç aylık kedi yavrularında görülür. İltihaplanmanın sebepleri göz enfeksiyonları, viral hastalıklar, gözde yabancı cisimler sayılabilir. Mutlaka tedavi gerektirir.
Birçok iltihaplı göz hastalığının tedavi oldukça kolaydır. Geç kalınmış olaylarda göz kayıpları olduğu gibi tedavi ile derhal iyileşme şekillenmektedir.
Gözleri Kapalı İrinli Bir Kedi Görürsek Ne Yapmalıyız? İltihaplı Kedi Gözü Nasıl İyileştirilir?
İlk yapmamız gereken size en yakın veteriner hekimle kediyi buluşturmak olmalıdır. İltihabın sebebinin teşhis edildikten sonra hekimin reçetesine harfiyen uyulduğunda göreceksiniz ki birkaç gün içerisinde iyileşecektir. Bazı durumlarda gözdeki irin sistemik ve viral bir hastalığın belirtisi olabilir ki bu üzücü sonuçlarla noktalanabilmektedir.
Bazen yakalanamayan sokak kedileri ile karşılaşabiliriz. Böyle bir durumda ilk yapmamız gereken Belediye Veteriner İşlerinden yardım almak olmalıdır.
Eğer çevrenizde bir Veteriner Hekim yoksa basit bir kaç uygulama ile onun iyileşmesine yardımcı olabiliriz.
Kedinin göz kapakları birbirine yapışmış ise ilk yapmamız gereken göz kapaklarını aralayarak irinin akmasını sağlamak olmalıdır. Buna kediler biraz itiraz etseler de bunun yapılmaması durumunda göz kaybı yaşanacağı unutulmamalı ve mutlaka yapılmalıdır.
Kedilerin Gözleri Nasıl Temizlenir?
Göz ve çevresi göz temizleme losyonu ile temizlenmelidir. Gözün temizliği tamamen yapılmalı hiç iltihap kalmamalıdır.
Göz temizleme losyonunu bir pamuğa dökerek gözün içinden dışına doğru hafif silme hareketleri ile temizlik yapabilirsiniz.
Eğer mümkünse göz içine antibiyotikli göz damlası uygulanmalıdır. Hangi göz damlası olduğunu telefonla veteriner hekimden bilgi almanız esastır. Bazı göz damlaları kediler için zararlı olabileceği unutulmamalıdır. Kediye iyilik yapmak isterken göze zarar vermemek için mutlaka Veteriner Hekimlerle temasa geçilmeli ve tavsiye alınmalıdır. Durumunuzu anlattığınızda hiçbir hekim sizi geri çevirmeyecektir.
Bütün bunları belirtiler gidene kadar devam etmenizde fayda vardır. Unutulmamalıdır ki iltihaptan kaybedeceği göz ona mutsuzluk ve açlıktan başka bir şey vermeyecektir.